Yasal Uyarı: Web sitesindeki hiçbir içerik profesyonel ve/veya finansal tavsiye niteliği taşımaz. Web sitesindeki tüm içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Buradaki tüm bilgileri, doğru ve güvenilir olduğuna inandığımız kaynaklardan derledik. Ancak, bu bilgiler "olduğu gibi" sunulmakta olup, açık veya zımni hiçbir garanti verilmemektedir. Kripto para satın almanın çeşitli riskler içerdiğini kabul etmiş ve onaylamış olursunuz.
2025 yılı finansal piyasalar açısından bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçiyor. Hisse senetleri değer kaybediyor, yatırımcılar panik içinde pozisyonlarını boşaltıyor, uzmanlar ise büyük harflerle aynı soruyu soruyor: Piyasalar neden çöküşte? Sorunun tek bir cevabı yok, ama listenin başına rahatlıkla ekleyebileceğimiz bir isim var: Donald Trump. Evet, çünkü global ekonomiye sihirli değnekle değil, balyozla dokunan bu adam sahalara geri döndü.
Trump’ın Geri Dönüşü: “Liberation Day” ve Ek Gümrük Tarifeleri
Trump, “Liberation Day” adını verdiği yeni ekonomi paketini 2025’in Nisan ayında açıkladı ve dünya ticaretine neredeyse savaş ilan etti. ABD’ye ithal edilen Çin menşeli ürünlere %54, Avrupa Birliği’ne %20, Japonya’ya ise %24 ek gümrük vergisi uygulamaya başladı. Bu karar sadece dış ticareti değil, yatırımcı psikolojisini ve tüm global borsaları derinden sarstı.
Peki bu vergiler neden bu kadar büyük bir kriz yarattı?
Çünkü bu hamleler tedarik zincirlerini alt üst etti, maliyetleri artırdı, şirket bilançolarını çökertti ve yatırımcıların risk algısını paramparça etti. Trump’ın ticaret politikaları, piyasalar için bir sis bombası gibi: Görüş mesafesi sıfır, panik maksimum.
Global Ticaret Savaşlarının Alevlenmesi
Trump’ın attığı bu agresif adımlar, diğer ülkeleri de misilleme yapmaya itti. Çin, ABD’den ithal edilen ürünlere ağır ek vergiler koyarak karşılık verdi. Avrupa Birliği ise, ABD menşeli otomobiller ve teknoloji ürünlerine yönelik bir tarife revizyonuna gitti. Bu karşılıklı hamleler global ticaretin yavaşlamasına, büyüme tahminlerinin düşmesine ve riskli varlıklarda çöküşe neden oldu.
Bu ortamda yatırımcılar nereye kaçtı dersin? Tabii ki ellerinde ne varsa satıp nakde döndüler. Borsa mı? Onu da boşalttılar. S&P 500, Nasdaq, Dow Jones… hepsi sıra sıra tepeden aşağıya yuvarlandı. Çünkü yatırımcılar piyasanın geleceğine değil, Trump’ın bir sonraki tweet’ine yatırım yapmaya zorlandı.
Algoritmaların Krizi: Bir Tweet’le Borsa Çökerten Sistem
Trump’ın açıklamaları, yalnızca ekonomi insanlarını değil, algoritmik alım-satım sistemlerini de etkiledi. Modern piyasaların önemli bir bölümü artık robotlara teslim edilmiş durumda. Bu sistemler belli anahtar kelimelere tepki veriyor – ve “tariff”, “trade war”, “economic liberation” gibi kelimeler Trump tarafından sabah kahvesi içerken bile kullanıldığı için… sonuç ortada.
Bir tweet, bir açıklama, bir yanlış anlaşılma… ve hop! Binlerce algoritma satış moduna geçiyor. Sonuç? Dakikalar içinde milyarlarca dolarlık değer kaybı.
Enflasyon + Faiz = Kaçış Planı
Bu ticaret savaşı, ithalatı pahalılaştırdığı için ürün maliyetlerini de artırdı. Şirketler artan maliyetleri tüketiciye yansıttı, bu da hali hazırda yüksek olan enflasyonu daha da körükledi. Merkez bankaları mecburen faizleri artırdı ve yatırımcının zaten yorgun olan kalbine son darbeyi indirdi.
Faiz artınca ne olur? Borçlanmak pahalılaşır. Şirketler yatırım yapmaz. Tüketici harcamaz. Büyüme düşer. Yani ekonomi zombi gibi dolanmaya başlar ve borsalar da bunu yansıtır.
Yatırımcı Psikolojisi: Korku Filmi Gibi
Yatırımcıların en nefret ettiği şey belirsizliktir. Ama Trump bunu bir sanat formuna dönüştürdü. Bir gün Çin’e “dostum” diyor, ertesi gün %54 vergi bindiriyor. Böyle bir ortamda uzun vadeli plan yapmak mı? Sadece cesurlar ve kafası güzel olanlar deniyor.
Piyasada bu kadar çok bilinmez varken yatırımcılar “panik satışı” yapıyor. Bir kişi satıyor, diğerleri onu izliyor. Sürü psikolojisi tetikleniyor ve domino taşı gibi her şey aşağı yuvarlanıyor. Ve bu sırada Trump ne yapıyor? Golf oynuyor olabilir.
Teknoloji Balonunun Patlaması
Trump vergileri en çok teknoloji devlerini vurdu. Özellikle yarı iletken, yapay zeka, çip ve donanım üreten şirketler ithalat maliyetlerindeki artıştan doğrudan etkilendi. Bu da zaten şişmiş olan teknoloji hisselerinde büyük bir değer kaybına neden oldu.
Yıllarca “gelecek teknolojide” diyerek şişirilen balon, Trump’ın kalem darbesiyle patladı. Ve evet, balon patlayınca sadece hava değil, milyarlarca dolar da uçup gitti.
Jeopolitik Gerginlikler ve Global Çatışma Riski
Trump’ın dış politikadaki agresif tonu sadece ekonomik değil, jeopolitik riskleri de artırdı. Ticaret savaşlarıyla birlikte artan diplomatik krizler, bazı bölgelerde ciddi gerilimlere yol açtı. Enerji fiyatları fırladı, ulaşım maliyetleri arttı, global tedarik zinciri krize girdi. Yatırımcı için bu tablo, “Bana güvenme!” pankartı kadar net.
Trumponomics’in Bedeli
Piyasaların çöküşünün ardında birçok neden var ama Trump etkisi bunların arasında spot ışığını hak ediyor. Popülist söylemler, ani ekonomik kararlar, plansız vergi politikaları ve uluslararası ilişkilerde agresif duruş, piyasaları bir girdaba soktu.
Bu süreçte öğrenmemiz gereken şey şu: Piyasalar mantıkla değil, beklentiyle çalışır. Ve beklentiler, tek bir liderin değişken ruh haline bağlı hale geldiğinde… işte o zaman çöküş kaçınılmaz olur.
Zeynep Öztürk, born in 1994 in Mardin, is a journalist, writer, and SEO expert. She specializes in digital media and content strategies. With experience in news writing and SEO optimization, she creates content that reaches a wide audience.
Leave a comment