Ripple, SEC’e Karşı Çapraz Temyiz Başvurusu Yaptı
Ripple, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) karşı çapraz temyiz başvurusunu, öne süreceği temel meseleleri içeren Form C olarak bilinen belgeyle resmen sundu. Ripple’ın Baş Hukuk Müşaviri Stuart Alderoty, 25 Ekim’de X platformunda (eski adıyla Twitter) yaptığı duyuruda, şirketin New York Güney Bölgesi Temyiz Mahkemesi’ne Sivil Temyiz Ön Savunma Beyanı sunduğunu belirtti. Bu beyan, XRP tokenlarının kurumsal satışlarına ilişkin önceki kararı hangi gerekçelerle temyiz ettiklerini ortaya koyuyor.
Form C, mahkemeye başvuru öncesinde temel temyiz noktalarını listeleyerek yasal sürecin “de novo” olarak yeniden incelenmesini talep ediyor. Bu inceleme standardı, temyiz mahkemesinin önceki yargı kararlarına bağlı kalmaksızın hukukun uygulanışını bağımsız olarak gözden geçirmesine olanak tanıyor.
Ripple’ın çapraz temyiz başvurusu, SEC’nin 18 Ekim’de kendi Form C başvurusunu sunmasının hemen ardından geldi. SEC, mahkemeden XRP tokenlarının borsalarda satılmasına izin verilmesi ve Ripple CEO’su Brad Garlinghouse ile kurucu ortak Chris Larsen’in kişisel token satışlarına ilişkin kararın yeniden gözden geçirilmesini talep etti.
Ripple’ın temyiz başvurusunun merkezinde Howey Testi’nin uygulanışı yer alıyor. Yatırım sözleşmesi olup olmadığını belirlemek için kullanılan bu test, Ripple’ın XRP token transferlerinde yeterli görülmemişti. Ripple, bu transferlerin yalnızca kendi çabalarına dayalı, garantili bir kâr beklentisi sunmadığını, dolayısıyla Howey Testi gerekliliklerini karşılamadığını iddia ediyor.
Ripple, aynı zamanda “adil uyarı” eksikliğini de öne sürerek, SEC’nin dijital varlıklara dair rehberliğinin tutarsız ve kasıtlı olarak muğlak olduğunu, bu durumun regülasyon açısından belirsizlik yarattığını savunuyor.
Buna ek olarak, Ripple’ın temyizi, 1933 tarihli Menkul Kıymetler Yasası’nın 5. Maddesi’nin yorumlanmasını sorguluyor. Ripple, yatırım sözleşmesinin, alıcıya satış sonrası haklar tanıyan ve satıcıya bu haklar doğrultusunda yükümlülükler yükleyen açık bir sözleşme gerektirdiğini öne sürüyor.
Son olarak, temyiz başvurusu, yalnızca mevcut yasaların uygulanmasını yönlendiren bir mahkeme tedbirinin, Medeni Usul Hukuku’nun 65. Kuralı çerçevesinde yasaklanıp yasaklanmadığını sorguluyor.
Alderoty, bu davadaki temel meselenin XRP’nin bir menkul kıymet olup olmadığının olmadığını, zira XRP’nin yasal olarak menkul kıymet olarak tanımlanmadığını vurguladı. Alderoty, SEC’nin Ripple ve kripto endüstrisine yönelik “dikkat dağıtıcı ve kafa karıştırıcı” bir söylem yaratmaya çalıştığını iddia ediyor. Sürecin temyiz mahkemesinde mevcut kayıtlar üzerinden değerlendirileceğini ve yeni delil sunulmasının gerekmeyeceğini belirten Alderoty, bu durumun Ripple’ın lehine olacağına inanıyor.
Ripple ve SEC arasındaki uzun soluklu hukuk mücadelesinde kritik bir aşamaya gelinirken, temyiz mahkemesinin vereceği karar, ABD’de dijital varlıklara yönelik düzenleyici çerçevede önemli etkiler yaratabilir.
Leave a comment